banner
Eğitim

Evlerde korona savaşları devam ediyor

Türkiye’de korona virüsü nedeniyle okullar 30 Nisan 2020, Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaletinde de 17 Nisan 2020 tarihine kadar kapalı olacak. Her iki ülkede de belirlenen bu tarihlerde okulların..

Evlerde korona savaşları devam ediyor
banner

Türkiye’de korona virüsü nedeniyle okullar 30 Nisan 2020, Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaletinde de 17 Nisan 2020 tarihine kadar kapalı olacak. Her iki ülkede de belirlenen bu tarihlerde okulların açılıp açılmayacağı, virüsün ilerleme şiddetine göre belirlenecek. Türkiye’nin Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un, “Biz bu sürecin telafisini her koşulda, her şartta yaparız, ancak bir yavrumuzu bu hastalığın eline bırakmanın telafisi yok. Tek arzum, okullarımızın kapılarını çocuklara sağlıklı açmak.” açıklamasını yerinde bulmama rağmen özellikle annelerin evlerde zorlandığını hissedebiliyorum. Daha önceki yazımda anne babalara neler yapabileceklerini önermiştim, fakat evlerde korona savaşlarının devam ettiğini duyar gibi olduğum için bugün de anne babaların sıklıkla kullandığı ve çocuklara, neredeyse hiç, tesir etmeyen bazı ifadeleri paylaşmak istiyorum:

1.“Ders çalış!”: Öğretmenlik hayatım boyunca, anne babaların “Ders çalış” uyarısı sonucundaistekli bir şekilde ders çalışan öğrenciye şahit olmadım. Hatta bunun esprisini yapan çok öğrencim olmuştur: “Hocam, annem / babam çalar saat gibi her saat başı bana ders çalışmayı hatırlatıyor, ama bende hiçbir tesir yapmıyor. Çok zorda kalırsam, çalışıyormuş gibi yapıyorum. Kitabımı rastgele dolduruyorum, test sorularını kafadan sallıyorum. Onlar benim ne çalıştığımı kontrol etmiyor ki zaten, önümde kitap defter açık olması yeter.”

2.“Oyunu bırak artık!”: Düşünün tuttuğunuz takım uzatma dakikalarında bir penaltı kazanacak ve penaltıyı gole çevirirse şampiyon olacak ya da bir hafta boyunca izlediğiniz yemek yarışmasının final gününde az sonra kazanan yarışmacı açıklanacak. İşte tam bu esnada birisi gelip “Kapat artık o televizyonu!” dese ne hissederseniz, oyun oynayan çocuk için de aynı durum geçerlidir.

3.“O yemek bitecek!”: Evlerde çoğu savaş, yeme içmeden çıkar. Nedense, özellikle annelerimiz,çocuklarının ne zaman doyacağını çocuklarından daha iyi bilir, ancak şunu unutmayın, çocuğunuzun karnı aç ise bir şekilde yemeğini yer. Yeter ki öğünlerden önce abur cubur ve aperatif bir şeyler yemesin.

4.“Kitap oku!”: Hem anne hem de baba evde kitap okursa çocukları da genelde kitap okur.Faydasına kendiniz inanmıyor iseniz çocuğunuzdan da o davranışı ya da alışkanlığı beklemeyin.

5.“Küfürlü konuşma!”: Çocuk küfür ya da argo ifadeleri birilerinden öğrenir. Teknolojinin gelişmesi ve sosyal medyanın popüler olması sonucunda çocuklar bu tarz ifadeleri günün her saatinde ve her dilde duyabiliyor, ancak burada önemli olan husus, bu ifadeleri anne ve babaların da kullanıp kullanmadığıdır. Unutmayın, çocuklar sözlerinizden çok davranışlarınıza bakar.

6.“O, sana zararlı!”: Sağlığın önemli olduğunu bu süreçte yakinen görmüş olduk. Çocuklarımızın sağlığı bizlerden daha önemli, onlara daha çok dikkat etmeliyiz, ancak bizler de sigara, içki gibi zararlı alışkanlıklara sahip isek, çocuklarımızı da bazı zararlı yiyecek ve içecekler konusunda ikaz ve ikna etmemiz pek de yararlı olmayacaktır. Çocuklarınızı bir konuda uyarmadan önce kendinize bakın.

7.“Yalan konuşma!”: Yarın canınız işe gitmek istemedi, sabah ilk iş, doktora gidip rapor almak oldu. Hatta doktorun da iyi gününe denk geldiniz, size 1 yerine 2 gün rapor yazdı. Arkadaşınız sizi aradı ve sizden yardım talep etti. Evde oturuyordunuz ve vaktiniz de vardı, ancak “Vaktim yok, kusura bakma.” dediniz. Bu iki davranışı ara sıra yapıyor ve çocuğunuz da bunları görüyor ise, lütfen çocuğunuza yalan söyleme konusunda bir uyarıda bulunmayın, tesiri olmayacaktır. “Ama sen de bazen yalan söylüyorsun!” derse çocuğunuz haklıdır.

8.“Odanı topla!”: Özellikle ergen çocuklar bu ifadeyi çok duyar. Çoğu savaş, dağınık çocukodalarından çıkar. “Odanı topla!” dediğinizde oda toplanmıyor ise demek ki vaktinizi ve nefesinizi boşuna tüketiyorsunuz.

9.“Ben senin yaşındayken…”: Evet, benim de çocukluğumda internet, tablet, akıllı telefon, vs yoktu, ancak iki çocuğum da bunların olduğu bir zamanda dünyaya geldi. Okul geçme koşulları, maddi imkanlar, anne babaya karşı tutum tabii ki çok farklıydı ama kabul etmeliyiz ki artık devir değişti. Çocuklara, içinde bulundukları zamanın şartlarına göre yaklaşmak gerekir. “Ben senin yaşındayken…” diye başlayan cümleleri sık kullanmadığınızdan emin olun.

10.“Komşunun çocuğu ödevlerini bitirmiş. Sınavdan en yüksek notu, yine arkadaşımın çocuğualmış”: Çocukların en sevmediği ifadeleri sona bıraktım. Özellikle WhatsApp gruplarının yaygınlaşmasıyla birlikte veliler birbirinden sürekli haberdar oluyor. Ödevlerini erken bitiren, sınavda yüksek not alan ya da çok fazla kitap okuyan çocukların anne babaları tamamen iyi niyetli (!) olarak bunu gruplarda paylaşıyor. Sizler de kıyas yaparsanız, karşılığında, “Ama anne / baba, arkadaşımın annesi / babası da şunu yapmış, şöyle yapıyormuş.” derse hiç şaşmayın. Her çocuğun özel ve farklı olduğunu unutmayın.

Değerli anne ve babalar,

Çocuk eğitmek en zor meslektir bence. İşimizin hele de bugünlerde ne kadar zor olduğuna bir baba olarak ben de şahidim, ancak unutmayın, “Eğitim, ailede başlar. Çocuğunuz sözlerinizden çok davranışlarınızı örnek alır. Lütfen, çocuklarınızın nasıl olmalarını istiyorsanız, önce kendiniz o özelliklere sahip olun.”

Savaşta barış ilan edilmesi temennilerimle sağlıklı günler dilerim.

M.Tarık Başören

Eğitim Uzmanı

banner

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

banner

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL